Sağlık okuryazarlığı bireylerin iyilik hallerini sürdürebilmeleri için çok önemli bir kavramdır. Bir yıldır yaşadığımız pandemi sürecinde, sağlığı sürdürmek ve kriz yönetimini sağlayabilmek için tüm bireylerin sahip olması gereken bir durum.
Tanım olarak sağlık okuryazarlığına baktığımızda ‘bireyin sağlık durumu ile ilgili günlük yaşamında karar alabilme, yaşam kalitesini artırmak veya hastalıkları önlemek için gerekli sağlık bilgisine erişebilme, bu bilgileri anlama, bilgilerin değerini ölçebilme ve bu bilgiyi kullanabilme yeterliliği’ olarak ifade edebiliriz.
Bireyin sağlık okuryazarı olduğunun göstergesi olarak sağlık durumu ile ilgili doğru karar alabilmesi bekleniyor. Belki ‘neye göre doğru karar?’ diye soruyor olabilirsiniz. Elbette her bireyin tıbbi bilgiye sahip olması mümkün değildir. Burada doğru karar ile kastedilen yaşanılan sağlık probleminde hangi hekime, hangi sağlık kuruluşuna, hangi aşamada başvurması gerektiğine karar verebilmektir.
Pandemi sürecinde yeni gelişen durumlarda, olaya özgü bilgilere erişebilmenin önemini hepimiz fark etmişizdir. Dijital çağda yaşadığımızdan her bilgi yalnızca bir ‘tık’ kadar uzağımızda duruyor. Peki gerçekten böyle mi? Bir tık ile eriştiğimiz sağlık bilgisine ne kadar güvenebiliriz? Sorular soruları doğuruyor. Bilgi oldukça güçlü ve ortaya çıkarılması, halka sunulması emek isteyen kavramdır.
Doğru bilginin, doğru yer ve zamanda doğru kişilere, doğru şekilde ulaşması gerekir.
Bireylerin hali hazırda zaten karmaşık olan tıbbi bilgilerin, doğrusuna ulaşabilmesi için bir hayli emek harcaması gerekiyor. Elbette kimseden saatlerce makale okumasını beklemiyoruz. Nereden en yalın, anlaşılır ve gerçek bilgiye erişilebilir? Bu soruya cevap verebilmek ‘sağlık okuryazarlığı’ kavramını tanımlıyor. Bireylerin sahip olduğu kültürel ve toplumsal yapı, bireyin eğitim düzeyi ve ülkedeki eğitim sistemi, benimsenen sağlık sistemi politikaları sağlık okuryazarlığını etkilemektedir.
Sağlık okuryazarlığına bağlı olarak düşük sağlık okuryazarlığına sahip bireylerin;
- Daha fazla hastaneye yattıkları ve diğerlerine göre acil servisten daha fazla yararlandıkları,
- Daha az koruyucu sağlık hizmeti aldıkları,
- Var olan hastalıklarda ilaçlarını düzgün olarak kullanmadıkları,
- Sağlıkla ilgili profesyonellerden gelen mesajları iyi anlayamadıkları ve hatalı sağlık davranışında bulundukları,
- Özellikle yaşlıların daha kötü sağlık düzeyinin olduğunu,
- Ülkede mortalite oranlarını yükselttikleri
görülmektedir.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DÜZEYLERİ
- Temel/İşlevsel Sağlık Okuryazarlığı
- İnteraktif/iletişimsel Sağlık Okuryazarlığı
- Eleştirel Sağlık Okuryazarlığı
Ülkelerin sağlık okuryazarlığı düzeyi pandemi gibi süreçlerde daha fazla ön plana çıkmaktadır. Gelişen olumsuz koşullara karşı yürütülecek politikaları şekillendirmekte, sağlık sonuçlarını ve maliyetlerini büyük oranda etkilemektedir.
TÜRKİYE’DE GÜNCEL SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DÜZEYİ
Ülkemizde ve dünyada sağlık okuryazarlığını ölçmek için birtakım çalışmalar gerçekleştiriliyor. Güncel sağlık okuryazarlığı düzeyimiz Sağlık Bakanlığı tarafından 2018 yılında adrese dayalı nüfus kayıt sistemi kullanılarak yüz yüze yapılan anketler aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, Avrupa’da geçerli olan Avrupa Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği’nin kavramsal çerçevesi temel alınarak, toplumsal özelliklere uyumlu hale getirilerek değiştirilmiş Türkçe uyarlaması kullanışmıştır. TSOY-32 ölçeği 5 li likert tipte bir ölçek olup, 1-5 arasında kötüden iyiye doğru her cevabın puanlaması ile oluşturulmaktadır. Türkiye’nin 7 bölgesinde uygun örneklem hesabı yapılarak 9.980 hane seçilmiş ve cevaplama sıklığı %70,9 ile çalışma tamamlanmıştır.
Çalışmanın sonucuna göre;
-%30,9 yetersiz SOY,
-%38,0 sorunlu-sınırlı SOY,
-%23,4 yeterli SOY,
-%7,7 mükemmel SOY
olarak belirlenmiştir.
Avrupa ve Amerika ile kıyaslandığında ülkemizin sağlık okuryazarlığı düzeyi oldukça düşüktür. Bireylerin sağlık okuryazarlığı düzeyini geliştirmek ve doğru bilgiye erişebilir kılmak bireysel bir sorumluğun yanında her sağlık profesyonelinin görevidir. Burada sağlık hizmeti sağlayan tarafın devreye girmesi gerekliliğini özellikle vurgulamak istiyorum. Zira pandemi sürecinde komplo teorileri, yanlış bilinen gerçekler kadar sağlık profesyonellerinin medyada yaptığı açıklamalar fazlasıyla gündemi meşgul etmiş çoğu zaman yanlış uygulamalara kaynak oluşturmuştur.
Bir sağlık profesyonelinin adının önünde yazan unvanı alarak, medya karşısına çıkması büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Hiçbir bilimsel temeli olmayan düşüncelerin kolaylıkla ekranlarda dile dökülmesi, sağlık okuryazarlığı düşük bireyler için patlama hazır bir bombadan farksız hale gelebiliyor. Bilim değişken olup, çoğu çalışmada ortaya çıkan sonuçlar ‘istatistiksel açıdan anlamlı‘ şeklinde ifade edilirler. Durum böyleyken halkın önüne çıkıp ‘şunu kullanın bir şeyiniz kalmaz’ , ‘ kesinlikle şunu yapmayacaksınız‘ ya da ‘ böyle bir şey yok, bunlar komplo teorisi‘ gibi ucuz söylemler ile halkın karşısına çıkamazsınız. Eğer inandığınız bir argüman var ise bunu halkın sağlık okuryazarlığı düzeyine göre, sonuçlarını hesap ederek sunmanız gerekiyor. Yoksa hiçbirimizin dilinin kemiği yok.
KAYNAKLAR:
- Yılmaz, M. & Tiryaki, Z. (2012). Sağlık okuryazarlığı nedir? Nasıl ölçülür? Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi elektronik Dergisi, 9(4), 142-147.
- T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü .(2018). Türkiye sağlık okuryazarlığı düzeyi ve ilişkili faktörler araştırması. 1103, Ankara.
- Kadakia, R. J. Tsahakis, J. M. Issar, N. M. Archer, K. R. Jahangir, A. A. Sethi, M. K. Obremskey, W. T. & Mir, H. R. (2013). Health Literacy in an Orthopedic Trauma Patient Population: A Cross-Sectional Survey of Patient ComprehensionJ Orthop Trauma, 27, (8), 467-472.
- Akbal, E. & Gökler, M.E. (2020). Covid-19 salgını sürecinde eksikliği ortaya çıkan bir gerçek: Sağlık okuryazarlığı. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi,5 (COVID-19 Özel Sayısı), 148-55.